Ana içeriğe atla

Kayıtlar

"BLACK MIRROR - SOSYAL LİNÇ" S3B6 ÜZERİNE (PANİK DOLU) TOPLUMBİLİMSEL BİR İZLEYİCİ KARALAMASI

NOT : Spoiler alert demeden başlayacağım bir yazı olamıyor malesef canlar. Uyarımı yapayım yine her ihtimale karşı. Belki sadece bu yazım dönüp dolaşıp gözünüze çarpmıştır düşüncesiyle yılmadan spoiler uyarısı veriyorum. Black Mirror'ın üçüncü sezonunun son bölümünü izlemeyen okumayıversin, sonra okumak için aklına yazıversin tabi ki yine de. Son olarak düzenli okuyan birkaç güzide arkadaşım için söylüyorum ki; yazılarımdaki başlangıç notunu es geçebilirsiniz. Black Mirror tarihinin en ürpertici bölümü olarak gördüğüm 'Hated in the nation' üzerine geveleyeceğim. Şu aralar sosyal linç denince akla ilk gelen şahıs Emrah SerbesT. Ağzına gelen sövüyor kendisine sosyal mecralar aracılığıyla. Bir anda kazandığı nefreti ise; yaptığı trafik kazasına borçlu. Ölmesini dileyen olmuş mudur bilmiyorum ama şovsal hareketlerini samimiyetsiz bulan ve cezasını çekmesini isteyen haklı bir kitlenin yanında, yıllardır bu günü bekliyormuşçasına edebi yaratımları üzerinden nefret k
En son yayınlar

BİR LABİRENT ANLATI OLARAK WESTWORLD: EDEBİYATTA LABİRENT METAFORU

NOT:  Merhaba sevgili dosslar, yine tek tek yazaraktan ilerleyeceğim yeni yazıma HOŞŞGELDİNİZZ! Tekrar minik bir spoiler uyarısı veriyorum. Bu duruma dikkat etme kararı alıp alıp vazgeçiyorum ama nihayetinde sona ermiş bir sezonun bütününden bahsettiğimden, çok zor olurdu spoilersız anlatım. Özetle: izleyip üzerine bir de başka gözden bakmak isteyen, ilk sezonu silip süpürmüş canımlara yönelik bir içeriktir. Burada yazacaklarım kısmen hayal ürünüdür çocuklar, Westworld adlı leziz HBO yapımını beğenenlere ve özleyenlere yönelik; şöyle tatlı bir "bak böyle bir şeyler de varmış" muhabbetinden ibarettir. Dizinin felsefi derinliğini sorgulamak ne haddime diyorum ama tabi ki duramayıp bir takım zıpırlıklara yelteneceğimdir. Yazacaklarımdan kısmen de sorumluyum elbet, yine de zaman zaman kaptırıp kaybolacağım, konudan konuya atlayacağım, ben de kendi çapımda bir labirentte çıkış yolu arayıp duracağım, kaçınılmaz olarak. Alt-metinlere takılınca yüzeye çıkamadığımın bilincindeyim

PENNY DREADFUL'UN BAŞKALDIRAN GELİNİ LILY FRANKENSTEIN ÜZERİNE FEMİNİST BİR OKUMA

NOT: Diziyi bitiren arkadaşlara yönelik bir içeriktir, uzun uzun dizinin konusu üzerinde durmasam da başınıza minik spoiler taneleri düşebilir. Ayrıca gereksiz duyar içermemektedir, feministi görünce hemen şeyyapmayalım. Sevgili dostlar,  Dizinin çoğu izleyici tarafından beğenilmeyen ve hunharca olumsuz eleştirilen son sezonu; genel etkinin aksine beni oldukça heyecanlandırarak uzun zamandır yapmak istediklerim için ilk adımın, yani kendi "minik parlak fikrimin" başlangıcı olmuştur. İşte bu sebeple Penny Dreadful, izlediğim diziler arasında özel bir yer edinmiştir, dolayısıyla olumsuz sayılabilecek yorumların da varlığıyla birlikte genel itibariyle olumlu olmaktan uzaklaşamayacak bir kişisel okuma, bireysel eleştiri, torpilli ve adam kayırmalı bir yorumlama olacaktır.  "Minik tatlı parlak fikrim" ise anladığınız üzere güzel ama ingiliççe bazı sevdiğim diziler, filmler, kitaplar, öyküler, karakterler vs. üzerine naçizane eleştiri yazıları yazmaktır. K